https://natrohosted4.bilgi.edu.tr/index.php/reflektif/issue/feedREFLEKTİF Sosyal Bilimler Dergisi2024-06-25T11:32:28+03:00Emre Erdoğanreflektif@bilgi.edu.trOpen Journal Systems<p><strong>REFLEKTİF Sosyal Bilimler Dergisi </strong>(e-ISSN: 2718-0344, ISSN: 2717-9842), 2020 yılında yayın hayatına girmiş hakemli bir dergidir ve yılda üç kez Ekim, Şubat ve Haziran aylarında yayımlanır.</p> <p class="gmail-m7333895940870427565gmail-m-5009612615887139263xmsonormal">Dergimiz küresel olarak akademik alanın daraldığı, sosyal bilimlerin “ikincil” olarak görüldüğü, “gerçek” ötesi tartışmalarının ve bilim karşıtlığının yaygınlaştığı bu dönemde; eleştirel bir bakış açısına sahip çalışmalara yer verecek, kendini daimi olarak “öğrenci” gören tüm araştırmacıların, akademisyenlerin çalışmalarını özgürce kamuoyuyla paylaşacağı bir ortam oluşturmayı hedefliyor.</p> <p class="gmail-m7333895940870427565gmail-m-5009612615887139263xmsonormal">Aslında bilim insanlarının kendisiyle yüzleşmesinin, araştırma sorununun oluşturulmasında ve araştırmalarının yürütülmesindeki sorunlarının ve çözüm tercihlerinin kendisini nasıl dönüştürdüğünü serbestçe paylaşabilmesinin de öğrencilerimize bırakacağımız en önemli miraslardan biri olacağını düşünüyoruz.</p> <p class="gmail-m7333895940870427565gmail-m-5009612615887139263xmsonormal">Reflektif Sosyal Bilimler Dergisi, açık erişim politikasını destekler, dolayısıyla yayınlanan yazıların yazarlar ve okuyucular tarafından paylaşılmasını teşvik eder.</p>https://natrohosted4.bilgi.edu.tr/index.php/reflektif/article/view/368Manifest2024-06-25T00:42:44+03:00Sueda Evirgenevirgensueda@gmail.com<p>Günlük yaşamımızda gerçekleştirdiğimiz eylemlerin ahlaki boyutunu sorgulamak her zaman kolay değil, özellikle de bu eylemler soluduğumuz hava kadar normalleşmişse. Güne başlarken, günü bitirirken, sevdiklerimizle bir sofranın etrafında buluşup güzel anlar paylaşırken, tabaklarımızdaki esareti ve zulmü unutuyor, unutmayı seçiyoruz. Özgürlüklerinden yoksun bırakılan, maddi çıkarlar uğruna sömürülen bedenlere yeni isimler ve maskeler takıyoruz. Maskeler her düştüğünde, biz de bir çelişki içine düşüyor, türlü bahaneler öne sürerek yeniden maskeler ardına gizliyoruz gerçekleri.</p> <p>Zulmün ve sömürünün düzeni, zamansız bir ritüel olarak işliyor: Madde Bir: Karşındakini ötekileştir. Madde İki: Karşındakinin bedenini sana çıkar sağlayacak nesnelere indirgeyerek yeniden tanımla. Madde Üç: Kendi üstünlüğüne dair hikayeler yaz ve onlara sıkı sıkıya bağlan.</p> <p>Bu düzeni kırmanın ilk adimi ise yanlışa yanlış demek; yanlışın faili biz olsak bile, belki de özellikle o zaman.</p> <p>Her mutlu fotoğraf karesinin ardında görünmeyen bir de negatif kare var – görmekle ve göstermekle sorumlu olduğumuz. Adil ve yaşanılası bir dünya için.</p>2024-06-25T00:00:00+03:00Telif Hakkı (c) 2024 Sueda Evirgenhttps://natrohosted4.bilgi.edu.tr/index.php/reflektif/article/view/308Hayvan Tarihi: Osmanlı-Türkiye Geçmişine Türlerarası Perspektifle Bakmak2024-03-14T12:45:54+03:00Deniz Dölek-Severddolek@gmail.com<p>İnsan-hayvan ilişkilerinin zaman içerisindeki değişimini ve hayvanların geçmişteki çoklu rollerini inceleyen hayvan tarihi, Osmanlı ve Türkiye tarih araştırmalarında 2010’lardan itibaren gelişen yeni bir alt alandır. Bu makale, tarih disiplininin insanmerkezci (<em>anthropocentric</em>) zihniyet yapısına alternatif olarak geçmişi türlerarası bakış açısıyla incelemeyi öneren hayvan tarihini, çeşitli metodolojik sınırları ve bu sınırların aşılmasıyla tarihyazımına sunduğu katkılar bağlamında analiz etmektedir. Geçmişteki pek çok insan etkinliğinin önemli bir aktörü olan hayvanlara tarih anlatılarında yer verilmemesi ya da yalnızca edilgin bir vasıta olarak yer verilmesi eksik ve yetersiz bir geçmiş tahayyülü oluşturulduğu anlamına gelir. Bu bakımdan, hayvan tarihi, geçmişin hakikatine daha fazla yaklaşılmasını sağlar. Ayrıca, insanın kendini diğer türler arasında üstün olarak konumlandırmasının tarihsel kökenlerine ışık tutarak hâlihazırda insanın hayvanlarla kurduğu eşitsiz ve yıkıcı ilişkilerin dönüştürülmesine katkıda bulunur. Makale bu imkânları barındıran hayvan tarihinin Türkiye ve Osmanlı tarih araştırmalarındaki örneklerini değerlendirerek yeni araştırmacılara bir referans sunmaktadır. </p>2024-06-25T00:00:00+03:00Telif Hakkı (c) 2024 Deniz Dölek-Severhttps://natrohosted4.bilgi.edu.tr/index.php/reflektif/article/view/323Rezil Kedilerin Yaşamı veya Barınakların Doğuşu: Almanya Örneği2024-04-16T22:07:52+03:00Eylül Tuğçe Alnıaçık Özyereylulalniacik@gmail.com<p>İnsan olmayan varlıkların tarihsel anlatılar içinde kendine yer bulmasına sık rastlanmasa da mevcut tertibatlarda izleri takip edilebilir. Zira insan olmayan varlıklar da benzer şiddet, ihtimam veya güç ilişkilerine tabidirler. Bu çalışmada Alman İmparatorluğu döneminde kedilerle kurulan ilişki üzerinden kamusal alanlarda hangi canlıların yaşayabildiğine dair zor sorunun peşine düşülmektedir. Hayvan koruma literatürü ve pratiklerinin gelişme aşamasına denk gelen söz konusu dönemde evcil hayvanlara gösterilen eşzamanlı, ancak farklı ölçülerdeki şiddet ve ihtimam yaşamlarının kamusal alanlardan sürülmesiyle neticelenmiştir. Bu çerçevede Geheimes Staatsarchiv Preußischer Kulturbesitz: GStA PK’da (Gizli Devlet Arşivleri Prusya Kültürel Miras Vakfı) yürütülen arşiv çalışması sonucu ulaşılan, kedilerin sokaklardan toplatılmaları ve öldürülmeleri süreci biyo-, nekropolitik tertibatlar, çevre koruma diskuru ve “Büyük Kapatılma” bağlamlarında analiz edilmektedir.</p>2024-06-25T00:00:00+03:00Telif Hakkı (c) 2024 Eylül Tuğçe Alnıaçık Özyerhttps://natrohosted4.bilgi.edu.tr/index.php/reflektif/article/view/326Sokak Köpeği Sahiplenme Deneyimleri: Özel Olan Politiktir2024-04-18T07:26:20+03:00Huri Kiraz Özdoğankirazlar84@gmail.com<p style="font-weight: 400;">Bu makalede iktidar kurumlarının sokak köpeği olgusunu sahiplendirmeyle yönetme politikasını sorunsallaştırıyor; politik, toplumsal ve ekonomik boyutları olan bir konuyu kamusal alanın sorumluluğundan özel alandaki kişilerin sorumluluğuna taşıyarak görünmezleştirdiklerini iddia ediyorum. Feminist hareketin özel olan politiktir mottosundan hareketle sokak köpeği sahiplenenlerin deneyimlerine odaklanarak bunları görünür kılıyorum. İlkin Köpek Nüfus Yönetimi Paradigmasının düzenlediği -bakımevi, toplama gibi- araçlarında ve düzenleme dışı bıraktığı müşterek yaşam alanlarda ötekileştirilmelerini ve metalaştırılmalarının travma yaratan yönlerini deneyimler üzerinden gösteriyorum. Sahiplenilen köpeklerin yaşanmışlıklarını yeni sahipli yaşamlarına da taşıdıklarına dikkat çekiyorum. Sahiplenenlerin de hiçbir kamu desteği almaksınız kendi olanaklarıyla travmaları iyileştirme ve/veya onları idare etme yönünde geliştirdikleri yöntemleri aktarıyorum. Bu süreçte sosyal çevrelerinde ve müşterek alanlarda ötekileştirilebildiklerine de dikkat çekiyorum. Kamunun bu alanda öncelikle köpeklere tekil bakacak ve onları ötekileştirmeyecek şekilde paradigmasını değiştirmesine dair vurguyu aktarıyorum. Burada aynı zamanda sahiplendirmeyle ilgili düzenlemelerin patriarkal eşitsizlikleri pekiştirmeyip bilakis onları dönüştürecek şekilde olmasına dair taleplere de yer veriyorum.</p>2024-06-25T00:00:00+03:00Telif Hakkı (c) 2024 Huri Kiraz Özdoğanhttps://natrohosted4.bilgi.edu.tr/index.php/reflektif/article/view/316Yaşamın Kıyısında Türler Arası Eşiktelik: Hanım’da (1989) İnsan-Hayvan Yoldaşlığı2024-04-15T13:46:27+03:00Burak Taşdizenburak.tasdizen@ozu.edu.tr<p>Bu makale, eşikteliği türler arası müşterek bir deneyim ve insan-hayvan bağının kurucu bir unsuru olarak ele almaktadır. Hayvan çalışmaları için barındırdığı potansiyele rağmen, türler arası eşiktelik üzerine yapılmış araştırmalar görece azdır. Bu çalışmanın amacı alanyazındaki bu eksiklikten hareketle Halit Refiğ’in <em>Hanım</em> [<em>Madame</em>] (1989) filmindeki insan ve kedi kahramanların eşiktelik deneyimlerini, temellendirilmiş kuramın kodlama ilkelerini benimseyen incelemesi aracılığıyla araştırmaktır. Filmdeki insan ve kedi baş karakterlerin eşiktelik deneyimleri bu karakterlerin yaşamlarındaki geçişlerle yakından ilişkilidir. Film, Olcay karakteri üzerinden yaşam ve ölüm arasındaki eşiği temsil ederken, Hanım karakteri ile hayvan öznenin kişi-nesne arasındaki belirsiz ve akışkan konumunu ve bununla ilişkili mekânsal aidiyetsizliği resmeder. Araştırma bulguları, eşiktelik yaklaşımının liminal hayvan yerleşimciler gibi hayvan popülasyonlarını tanımlamaya ek olarak, tekil hayvanların yaşamlarını anlamak ve türler arası yoldaşlık ve birlikte hayatta kalma potansiyellerini açığa çıkarmak için kullanılabileceğine işaret etmektedir.</p>2024-06-25T00:00:00+03:00Telif Hakkı (c) 2024 Burak Taşdizenhttps://natrohosted4.bilgi.edu.tr/index.php/reflektif/article/view/322Kötü Huylu Sorunlar Bağlamında Türkiye’de Sokakta Yaşayan Hayvanlar: Eleştirel Halkla İlişkiler Perspektifinden Bir Çerçeve2024-04-18T06:48:10+03:00Barika Göncübarika.goncu@bilgi.edu.tr<p>Bu çalışmanın amacı, öncelikle sosyal planlama alanında kavramsallaştırılan ve sonrasında farklı alanlarda tartışılan “kötü huylu sorunlar” bağlamında Türkiye’de sokakta yaşayan hayvanların ve bu alanda çalışan sivil toplum inisiyatifleri ve gönüllüler ile, bu alanı “yöneten” merkezi hükümet ve yerel yönetim birimlerinin etkileşimleri sonucu ortaya çıkan sorunları tarif ederek; halkla ilişkiler disiplininin bu sorunlu alana ne yönde olumlu katkı sağlayabileceğine dair bir çerçeve önermektir. Çalışmada, kötü huylu sorunlar ve eleştirel halkla ilişkiler literatürlerinden, ayrıca yazarın hayvan hakları alanındaki bireysel deneyimlerinden yararlanılmıştır. Bu çalışma hem geleneksel hem de eleştirel halkla ilişkiler literatüründe hayvanlarla ilgili çok az sayıdaki çalışmaya Türkiye’nin özgün koşullarını da ortaya koyarak katkıda bulunmaktadır. Çalışmada Türkiye’de sokakta yaşayan hayvanların ve bu hayvanların haklarını savunan sivil inisiyatiflere ve gönüllülere olduğu kadar, halkla ilişkiler uygulayıcılarına da ilham olabilecek bir çerçeve sunulmaktadır.</p>2024-06-25T00:00:00+03:00Telif Hakkı (c) 2024 Barika Göncühttps://natrohosted4.bilgi.edu.tr/index.php/reflektif/article/view/314Türcülüğün (Eleştirel) Sosyal Psikolojisi2024-04-15T22:23:56+03:00Hilal Peker-Duralhilal.peker@windowslive.com<p>İnsan-hayvan ilişkileri son yıllarda (sosyal) psikoloji bilimi içerisinde yavaş yavaş incelenmeye başlamış olsa da eleştirel bakışın büyük ölçüde eksik olduğu görülmektedir. Ana-akım psikoloji perspektifiyle yapılan çalışmalarda hayvanlar genellikle pasif bir alıcı olarak değerlendirilmiş, insan-hayvan etkileşiminin karşılıklılığı ve hayvanların da bu ilişkideki kurucu rolleri göz ardı edilmiştir. Bu makalede yeni yeni filizlenmeye başlayan insan-hayvan ilişkilerinin psikolojisinin genel bir özeti sunulmuş, bu kapsamda ortaya çıkan yaklaşımlar tanıtılmış ve söz konusu yaklaşımların eleştirildikleri temel noktalara değinilerek karşılıklı etkileşimin ele alınabileceği farklı bir yaklaşımın nasıl mümkün olabileceği tartışılmıştır. Eleştirel bir bakış açısıyla, türler arası sınırların ötesinde bir anlayışla insan-hayvan ilişkilerine dair incelemelerin hayvanların da iyi oluşlarını kapsayacak şekilde gerçekleştirilmesinin yolları sunulmuştur.</p>2024-06-25T00:00:00+03:00Telif Hakkı (c) 2024 Hilal Peker-Duralhttps://natrohosted4.bilgi.edu.tr/index.php/reflektif/article/view/317Karnist Nizama Karşı Neftipolitika ve Bütünsel Özgürleşim2024-05-10T20:59:48+03:00Sezer Fenersezerfeener@gmail.com<p>İnsan olmayan hayvanların kurtuluşunun imlenmesi, eleştirel hayvan çalışmaları ile anarşist yazın ve düşün arasında organik bir bağ oluşturur. Dolayısıyla eleştirel hayvan çalışmalarının kapsamına girecek herhangi bir çözümleme arayışında anarşizan etik ve eyleme başvurmanın önemli patikalar açacağını söylemek yanlış olmayacaktır. Bu çalışma da söz konusu kesişimsellikten yola çıkıp bahsedilen patikanın arayışına katkı sağlama amacıyla üç ayrı kavramsal hat üzerinden ilerler. Çalışma ilk olarak insan olmayan hayvanların tüketim ve sömürü nesnesi haline geldiği mevcut ilişkilerin karnist nizam kavramı etrafında tartışılmasını, sonrasında ise bunun karşısına nefti ekoloji kavrayışının ve ekolojiye anarşizan tavrın politik ideali olarak bütünsel özgürleşimin çıkarılmasını içerir.</p>2024-06-25T00:00:00+03:00Telif Hakkı (c) 2024 Sezer Fenerhttps://natrohosted4.bilgi.edu.tr/index.php/reflektif/article/view/367Editörden2024-06-24T17:43:14+03:00Emre Erdoğanemre.erdogan@bilgi.edu.tr2024-06-25T00:00:00+03:00Telif Hakkı (c) 2024 Emre Erdoğanhttps://natrohosted4.bilgi.edu.tr/index.php/reflektif/article/view/359Özel Dosya: Eleştirel Hayvan Çalışmaları 2024-06-09T16:07:49+03:00Karun Çekemkaruncekem@gmail.comÖzlem Güçlüozlem.guclu@msgsu.edu.tr2024-06-25T00:00:00+03:00Telif Hakkı (c) 2024 Karun Çekem, Özlem Güçlühttps://natrohosted4.bilgi.edu.tr/index.php/reflektif/article/view/356Hayvanların Hakları2024-06-02T10:38:31+03:00Brigid Brophyozlem.guclu@msgsu.edu.trÖzlem Güçlüozlem.guclu@msgsu.edu.tr2024-06-25T00:00:00+03:00Telif Hakkı (c) 2024 Özlem Güçlü; Brigid Brophyhttps://natrohosted4.bilgi.edu.tr/index.php/reflektif/article/view/345Bir Kahramanın Ardından: Burak Özgüner Hayvan Hakları Çalışma Merkezi2024-05-14T18:48:25+03:00Cansu Özge Özmencozmen@nku.edu.tr2024-06-25T00:00:00+03:00Telif Hakkı (c) 2024 Cansu Özge Özmenhttps://natrohosted4.bilgi.edu.tr/index.php/reflektif/article/view/357Kampüslerde Hayvanlarla Birlikte Yaşamak: Türkiye Üniversitelerindeki Hayvan Topluluklarının Deneyimleri2024-06-03T18:46:42+03:00Karun Çekemkaruncekem@gmail.comDilan Çekiçdilancekic2016@gmail.comBeyza Şıkbeyza781@gmail.comHande Şirishirihande@gmail.comZeynep Türidi20221105079@ogr.msgsu.edu.tr2024-06-25T00:00:00+03:00Telif Hakkı (c) 2024 Karun Çekem, Dilan Çekiç, Beyza Şık, Hande Şiri, Zeynep Türidihttps://natrohosted4.bilgi.edu.tr/index.php/reflektif/article/view/319Tarihte Öküzler2024-04-14T13:40:53+03:00İbrahim Can Ustaibrahim.usta@bilgi.edu.tr<p><span style="font-weight: 400;">Sığırlar tarih yazımına nasıl dahil edilebilir? Yirminci yüzyılın başında Filistin’de çekilmiş bir fotoğrafta yer alan bir çiftçi ve bir çift öküzden hareketle tarıma, tarih yazımına ve insan-hayvan ilişkilerine değinen bir tartışmanın kapısı aralanıyor.</span></p>2024-06-25T00:00:00+03:00Telif Hakkı (c) 2024 İbrahim Can Ustahttps://natrohosted4.bilgi.edu.tr/index.php/reflektif/article/view/346Polat: Bir At, Komşu ve bir Arkadaş2024-05-17T10:11:00+03:00Asu Aksoyasu.aksoy@bilgi.edu.tr2024-06-25T00:00:00+03:00Telif Hakkı (c) 2024 Asu Aksoyhttps://natrohosted4.bilgi.edu.tr/index.php/reflektif/article/view/342Konuşabilselerdi, “Et Tavukları” Bize Ne Derdi?2024-05-02T23:11:22+03:00Deniz Dilerdeniz.diler@postgrad.manchester.ac.uk<p>Bu yazı endüstriyel hayvancılığı eleştirirken insan-olmayan hayvanlarla ilgili kullanılan dilin sonuçlarının izini tavuklar, endüstriyel tavukçuluk pratikleri, öznellik ve tür tartışmaları üzerinden sürüyor. Milyarlarca “çiftlik hayvanı”nın deneyimlerinden bahsederken onları soyutlamadan, kitleselleştirmeden ve genellemeden, bireyselliklerini koruyup aynı zamanda gerçeklik iddiasından kaçınmanın yollarını sorgulamayı ve sorunsallaştırmayı amaçlıyor. Böylece, endüstriyel hayvancılığın pratiklerini ve mekânlarını tartışırken endüstrinin dili ve çerçevelemesinin dışında farklı bir dil üretilmesi gerektiğini öne sürüyor ve eleştirel hayvan çalışmaları alanının sınırlılıklarına sorularla işaret ediyor.</p>2024-06-25T00:00:00+03:00Telif Hakkı (c) 2024 Deniz Dilerhttps://natrohosted4.bilgi.edu.tr/index.php/reflektif/article/view/348Yeryüzünü Paylaştığımız Yoldaş Türlerle İlişkimiz2024-05-23T14:57:04+03:00Burcu Meltem Arıkburcu.arik@sabanciuniv.edu<p style="font-weight: 400;">Bu makale, insan-hayvan ilişkilerinin incelenmesini hedefleyerek insan merkezli yaklaşımların doğaya ve diğer canlılara etkilerini sorguluyor. Makalede, insanların hayvanlara yönelik tutumlarının sembolik ve etik boyutları ele alınıyor, özellikle kamuoyu ve doğa koruma alanının iletişim stratejilerinden yaygın ve genelde örtük “karizmatik” ve “tekinsiz” tür yaklaşımı aracılığıyla doğa ve kültür arasındaki sınırların bulanıklığı vurgulanıyor. Bunu yaparken zaman-mekân sıkışması, güç geometrisi, doğakültür ve merkezsizlik kavramlarından güç alınıyor. Tartışmalı “Antroposen” çağında, doğa ve kültürün birbirine içkinliği, ekolojik ve toplumsal ağlarda nasıl yankı bulduğu inceleniyor. Modernite ve küreselleşmenin hızlanan temposunun hayvanların yaşam alanlarını nasıl daralttığı ve türlerin doğal dağılımlarını nasıl etkilediğine değiniliyor. Ayrıca, hayvanların metalaşması ve küresel ticaretin bu süreçteki rolü tartışılıyor. Çalışma, doğa-kültür etkileşimlerinin, hayvanların ekolojik ve etik rollerini tanıyarak daha bütünsel ve kapsayıcı bir perspektif geliştirmemiz gerektiğini savunuyor. Sonuç olarak, merkezli düşüncelerin ötesine geçerek, tüm türlerin ayrılamazlığı ve birlikte var olmanın etik ve ekolojik sorumluluğu vurgulanıyor.</p>2024-06-25T00:00:00+03:00Telif Hakkı (c) 2024 Burcu Meltem Arıkhttps://natrohosted4.bilgi.edu.tr/index.php/reflektif/article/view/343Toplumsal Cinsiyetle Kesişimselliği Bağlamında Eğitimde Eleştirel Hayvan Çalışmalarının Değerlendirilmesi2024-05-09T15:11:16+03:00İlksen Üstündağ Yıldırımilksenustundag@gmail.com<p>Kesişimsellik ırk ve cinsiyet temelli ayrımcılığın yol açtığı ortak problemleri ifade etme imkânı sağlamasıyla dikkat çekmiş ve kavramsallaşmıştır. Toplumsal cinsiyetin yaygın kullanımı ve ilgili araştırmaların popülerleşmesiyle kesişimsellikle ifade edilen bağlamlar da genişlemeye başlamıştır. Toplumsal cinsiyet bugün birçok araştırmada oldukça kapsayıcı problemler üzerine odaklanmaktadır. Eleştirel hayvan çalışmaları ise özellikle kadınların ve egemen olmayan tüm insanların maruz kaldığı problemlerle insan olmayan hayvanların uğradığı şiddet arasındaki ilişkiyi irdelemektedir. Bu çalışmada kesişimsellik kavramı bu ilişkiye işaret eder nitelikte kullanılmıştır. Çalışmanın amacı, kesişimselliğin bu kullanımından hareketle ve eğitimin ideolojik işlevinin göz önünde bulundurulmasıyla, Türkiye’de eleştirel hayvan çalışmaları ve toplumsal cinsiyet eğitiminin bir değerlendirmesini yapmaktır. Sonuç olarak Türkiye’de toplumsal cinsiyet eğitimine yönelik araştırmalar oldukça yaygın olsa da söz konusu iki alanın kesişimselliği ve eleştirel hayvan çalışmaları – eğitim ilişkisine dair araştırma ve uygulamaların oldukça kısıtlı olduğu görülmüştür. Çalışmada son olarak bir çözüm imkânı bağlamında, eleştirel pedagojinin özgürleşme vaadiyle ilişkili biçimde insan olmayan hayvanları da özgürleşme sürecine dahil eden eleştirel hayvan pedagojisine kısaca değinilmiştir.</p> <p> </p>2024-06-25T00:00:00+03:00Telif Hakkı (c) 2024 İlksen Üstündağ Yıldırımhttps://natrohosted4.bilgi.edu.tr/index.php/reflektif/article/view/338“Hayal Gücünün Kendine Ait Bir Yaşamı Var”: Shoshanah Dubiner ile Söyleşi2024-04-29T22:09:01+03:00Derya Avcı Dursunderyavci@gmail.comNihan Bozoknihanbozok@beykent.edu.tr<p>Bu söyleşide, sanatçı, tasarımcı ve eğitmen olan Shoshanah Dubiner’a (1943) yaşamından, sanat eserlerinden ve biyolojiye olan ilgisinden yola çıkarak sorular yönelttik. Dubiner, Türkiye’de Donna Haraway’in Staying with the Trouble başlıklı metninde kullandığı “Endosymbiosis: Homage to Lynn Margulis” eseriyle tanınır. Söyleşide, sanatçının parlak renkler ve dinamik desenler kullanarak insanla sınırlı olmayan bir canlılığı tasvir eden kendine özgü bakış açısını ön plana çıkarmayı istedik. Dubiner, biyolojiden ilham alan eserlerinde dışsal konturları aşan bir beden düşüncesinin imkânlarını oluşturur. Hücreler, bakteriler, moleküller ve enzimler gibi canlılarda bulunan yapılara ve birimlere ilişkin estetik anlayışı, şu anda içinde yaşadığımız dünyanın insan merkezci olmayan patikalarında gezinmemize olanak tanır. İç içe geçen ve değişen formlarla yarattığı enerji dolu metaforik çizgilerin dansı, tekabüliyet kuramının ve taklit olarak sanatın ötesine geçer. Dubiner’ın sanatı bakışımızı oluşa, birlikte-solumaya ve birlikte-varolmaya yöneltir. Böylece, yaşamı birlikte dokuyan kuvvetlerin akışına kendimizi bırakmamızı sağlar. </p>2024-06-25T00:00:00+03:00Telif Hakkı (c) 2024 Derya Avcı Dursun, Nihan Bozokhttps://natrohosted4.bilgi.edu.tr/index.php/reflektif/article/view/354Türk Devriminde Devrimci Olan Neydi?2024-06-01T03:36:31+03:00İlter Turanilter.turan@bilgi.edu.tr2024-06-25T00:00:00+03:00Telif Hakkı (c) 2024 İlter Turanhttps://natrohosted4.bilgi.edu.tr/index.php/reflektif/article/view/353Evrensel İletişim Etiğinin Ana Ekseni̇ Olarak Hakikat Kavramı - Bi̇r Prologomenon2024-06-01T03:29:55+03:00Haluk Şahinhaluk.sahin@bilgi.edu.tr2024-06-25T00:00:00+03:00Telif Hakkı (c) 2024 Haluk Şahinhttps://natrohosted4.bilgi.edu.tr/index.php/reflektif/article/view/360AI teknolojilerinin İşgücü Piyasasında Yol Açtığı İşsizlik Etkilerini Azaltmak İçin Otomasyona Yardım Eden İnsanı-Tamamlama Yaklaşımı2024-06-12T00:02:42+03:00Mahmut Özermahmutozer2002@yahoo.comMatjaz Percmatjaz.perc@gmail.com<p>Yapay zekâ (AI) teknolojileri geçmiş büyük teknolojilerden çok daha hızlı ve kapsamlı bir şekilde yaşamın tüm alanlarına yayılmaktadır. Bu hızlı ve kapsamlı yayılım toplumlarda kısa sürede bir AI ekosisteminin oluşmasına yol açmaktadır. Artık insan kültürünün ötesinde bir makine kültüründen bahsedilmektedir. AI teknolojilerinin sağladığı devasa faydalar bir taraftan hızla yayılmasını sağlamışken diğer taraftan yol açtığı ve uzun vadede yol açacağı risklerin de göz ardı edilmesini sağlamıştır. Ancak, gelinen noktada insanlık riskleri göz ardı edemeyeceği bir aşamadadır. AI teknolojilerinin uygulandığı tüm alanlarda eşitsizlikleri derinleştirdiği, yol açtığı faydaların adil bir şekilde paylaşılmadığı ve çok düşük sayıda gruplarda kümelendiği görülmektedir. Dahası, özellikle işgücü piyasasında çok güçlü bir işsizlik dalgası gelmektedir. Bu nedenle bu çalışmada, AI teknolojilerinin istihdama olası etkileri değerlendirilmektedir. İnsanlığın bu bağlamda bir yol ayrımında bulunduğu, istihdamı öncelemeyen bir otomasyon yolunun daha önceki teknolojik dönüşümlere benzemeyen derin işsizlik dalgalarına yol açacağı vurgulanmaktadır. Elbette, bu derin işsizlik dalgası hem bireysel hem de toplumsal düzeyde farklılaşan etkilere sahip olacaktır. Bu dalgadan özellikle düşük becerilere sahip bireyler ve endüstriyel olarak gelişmemiş ve AI teknolojilerine yatırım yapamayan ülkeler çok daha fazla etkileneceklerdir. Bu nedenle, bu çalışmada otomasyon yoluna hızla ilerlemek yerine, istihdamı öncelikli hale getiren ve düşük ve yüksek becerilere sahip bireyler arasındaki farkı sürekli azaltan bir insanı tamamlayıcı yolun, bu olumsuz etkileri hafifletebileceği vurgulanmaktadır. Ayrıca, AI teknolojileri tarafından sağlanan otomasyondan faydalanmanın mümkün olduğuna, ancak genel üretkenlik ve refahın aynı zamanda beceri farklarını azaltmaya ve yeni iş fırsatları yaratmaya odaklanarak artırılabileceğine işaret edilmektedir. </p>2024-06-25T00:00:00+03:00Telif Hakkı (c) 2024 Mahmut Özer, Matjaz Perchttps://natrohosted4.bilgi.edu.tr/index.php/reflektif/article/view/334Hayvanât - Hayvan Tarihi Ağı2024-04-23T12:58:23+03:00<p>Farklı üniversitelerden ve farklı disiplinlerden akademisyenler ve öğrenciler Osmanlı-Türkiye tarihine ‘hayvan tarihi’ perspektifinden bakan araştırmacıları bir araya getirecek yeni bir akademik ağın tanıtımı için 28 Mart’ta İstanbul Bilgi Üniversitesi’nde buluştu.</p>2024-06-25T00:00:00+03:00Telif Hakkı (c) 2024 https://natrohosted4.bilgi.edu.tr/index.php/reflektif/article/view/328Şubat 2023 Depremleri Sonrası Toplumsal Eşitsizlikler ve Göç Örüntüleri2024-04-24T15:28:44+03:00Didem Danışddanis@gsu.edu.tr<p>Bu makale, 6 Şubat 2023 tarihli depremlerin ardından ortaya çıkan göç hareketlerini toplumsal eşitsizlikler merceğinden ele alacaktır. Depremin neden olduğu yıkım ve kayıplar karşısında afet bölgesindeki nüfusun en önemli başa çıkma stratejilerinden biri göç olmuştur. Uluslararası yazında afet sonrası göç hakkında yapılan çalışmalar, depremden etkilenen toplumların afet sonrası döneme adapte olma sürecinde en önemli araçlardan birinin mekansal yer değiştirme olduğunun altını çizmektedir. Aynı araştırmalar, bu hareketliliğin herkes için eşit seyretmediğini de göstermektedir. Bu yazıda, Şubat 2023 depremleri sonrasında yapılan saha araştırmalarına dayanarak, toplumsal eşitsizlikler ve göç arasındaki ilişki bölgedeki Suriyeli mülteci nüfusa odaklanılarak incelenecektir.</p>2024-06-25T00:00:00+03:00Telif Hakkı (c) 2024 Didem Danışhttps://natrohosted4.bilgi.edu.tr/index.php/reflektif/article/view/296Ekonomik Milliyetçilik ve Korumacılık Politikalarındaki Yükseliş; Küresel Ekonomideki Parçalanma2024-02-14T16:20:33+03:00Veli Ahmet Çevikveliahmetcevik@hotmail.com<p>Dünya toplumları 1945 yılından itibaren kurallara dayalı küresel ticaret sisteminden faydalanmış ve fırsatlarla dolu bir refah dönemi geçirmiştir. Özellikle de son 30 yılda küreselleşme hızlanmış ve Çin’in Dünya Ticaret Örgütü’ne katılmasıyla dünya ticaretinin artışı ivme kazanmıştır. Ancak 21. Yüzyılın ikinci on yılından itibaren küresel ticaret ABD ve Çin arasındaki ticaret savaşları, Koronavirüs salgını, Ukrayna savaşı gibi büyük şoklarla karşılaşmıştır. Bu şok dalgaları karşılıklı bağımlılığın yoğun olduğu çağımızda ihracat kontrolleri, ithalat vergileri gibi ticaret politikaları ile uluslararası ticaretin karşısına engel olarak ortaya çıkmıştır. Jeopolitik ilişkilerin gerilmesiyle dünyanın önde gelen ülkeleri, artan milliyetçilik söylemleri ile ekonomik güvenliklerini sağlama amacıyla korumacılık politikaları izlemeye başlamışlardır. Ülkelerin üretimlerini ülkelerine yakın veya dost ülkelere kaydırmaları küresel ekonomide parçalanma tartışmalarını da gündeme getirmiştir. Bu çalışma, son yıllarda küresel gerilimlerin tetiklediği ekonomik milliyetçilik ve korumacılık politikalarındaki yükseliş ile küresel ekonomideki parçalanmanın gidişatını analiz etmeyi amaçlamaktadır.</p>2024-06-25T00:00:00+03:00Telif Hakkı (c) 2024 Veli Ahmet Çevikhttps://natrohosted4.bilgi.edu.tr/index.php/reflektif/article/view/271Kadının Var Oluşu: Video Aktivistlerin Mutlak Sessizliğe Karşı Direnişi2024-04-07T14:22:26+03:00Aslı Kotamanaslikotaman@gmail.com<p>Bu makale derinlemesine görüşme yaptığım sekiz video aktivisti merkeze alarak, Türkiyeli, feminist aktivistlerin, Türkiye’deki feminist harekete feminist kolektif hafıza ve feminist dayanışma yoluyla nasıl katkıda bulunduklarını anlamaya çalışıyor. Aktivist videoların alternatif bir haber alanı olarak kullanılmasında 2015 yılından beri yükselen bir seyir devam ediyor. Şu anda video aktivizm, Türkiye’deki feminist hareketin karşılaştığı zorlukları, bu feminist hareketin mücadelesini, mücadelesi sırasında ortaya attığı soru ve konuları detaylı bir biçimde ele alan birkaç araçtan biri halindedir. Videoları bir kamusal alana çıkış hali olarak değerlendirebilir ve onları kolektif hafızaya yaptıkları katkı ile açıklayabiliriz. Feminist Videoları üreten ve yayan video aktivistler feminist hafızaya katkıda bulunuyor. Aynı zamanda bu videoları kimin çektiği ve yine bu videoları çeken aktivistlerin bu sürece nasıl dahil olduğunun ortaya çıkması, feminist görünürlük mücadelesini daha iyi anlamamıza yardımcı olacaktır.</p>2024-06-25T00:00:00+03:00Telif Hakkı (c) 2024 Aslı Kotaman